İki gün önce gittiğimiz bir cafede 20 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim garson bayan arkadaş, baban elini yıkamaya gittiği vakit usulca yanıma yaklaşıp
--Erkek değil mi ? dedi.
Küçük bir tebessümle
-Hayır kız, dedim.
--Emin misiniz, bir terslik var, dedi karnıma bakarak :D
-3 doktor onayladı izninizle, dedim.
--6-7 aylık galiba, dedi.
-Haftaya doğacak, dedim.
--Alla alla , dedi. Bu kadar şeyi bilememiş olamazdı, mutlaka bir şeyler bilmeliydi.
Sıra geldi beklediğim soruya.
--Adı ne olacak? dedi
-Mavi Derin , dedim.
Biraz durdu ismi bir kaç kez tekrarladı kendi kendine, böyle daldı gitti uzaklara.
--O isim ona ağır gelir, dedi.
-O ne demek, dedim.
--Bazı isimleri taşıyamaz çocuklar, Derin çok derin bir isim bir de Mavi .. Hmm bence siz başka bir isim düşünün, dedi.
Tam o sırada baban geldi masaya oturdu ne olduğunu anlamaya çalışarak.
-Artık çok geç ismini değiştirme gibi bir düşüncemiz yok, dedim. Kime neyin açıklamasını yapıyorsam:)
Gülümsedi bir iki adım ilerledi sonra döndü ve
--Siz yine de büyüklerinize bir danışın, dedi.
Bu zihniyetteki bir insana bir şey anlatamayacağımın bilincinde olduğum için küçük bir tebessümle uğurlamayı tercih ettim kendisini. Gerçekten insanlara kızamıyorum, böyle insanlara kızamıyorum. Çocuk doğuracak kadar büyüğüm de ismini neden büyüklere danışayım hiç anlamadım mesela. İsmin ağır gelmesi ne demektir, belki benim çocuğum da ağır bir çocuk olacak ne malum. Her şeyi geçtim hani canım kardeşim bundan sanane. Neden başkalarının hayatlarına musallat olmaya bu kadar meraklı ki insanlar. Ben bu düşüncelere dalmışken babanın yaptığı yorumla gülerek geçtik bu olaya:
---Bir bu kalmıştı yorum yapmadık, tam olduk şimdi, dedi :)
O andan sonra ben çektim başkaları çekmesin diye böyle bir yazı yazmaya karar verdim aslında. Şimdi hamileliğim boyunca en çok duyduğum ve içimi daraltan sözleri dökeceğim.
Cinsiyetin belli olana kadar: erkek değil mi, kesin erkek, senin oğlun olacak biliyorum bak ben söylemişti dersin,
Cinsiyetin belli olduktan sonra yolda, yolakta, durakta gören teyzeler: cinsiyeti ne erkek mi aaa kız mı hayırlısı olsun ya ilk çocuk herhalde ikinciye artık, eli ayağı düzgün olsun da (bu cümle aslında neyse sağlık olsun artık bu seferlik eli ayağı düzgün olsun da kız da olur napacan şeklinde devam ediyor ben biliyorum) Teyzem,canını yediğim, sen de bir kadınsın nedir bu erkek çocuk düşkünlüğü, tabiki tek isteğim sağlıklı olsun ama ben kız çocuk dilerdim yıllar yılı ilk çocuğumu sen neyin peşindesin ki acaba!
Son dönemlere kadar çalıştığım için ayaklarımın şişmesinin hat safhada olduğunu görenler: çok mu tuzlu yiyorsun sen, turşu filan yeme yeme hep ondan, çalışmaktan mı yok ya ondan olmaz böyle sarkıtmadan filan yemene dikkat et sen. Yakın çevrem bilir beni kurban olduklarım yememe içmeme dikkat ettiğimi. Hani bir de doktorum var ya benim danıştığım, bu işin uzmanı olan. O dedi be annem hava ısınıyor, bütün gün pantolonla masa başında oturuyorsun, rahim baskı yapıyor, dolaşım sistemi.. sistem.. ıkkk,pıkkk tamam teyzem itiraf ediyorum, geceleri gizli gizli ekmeğin arasına tuz koyup yanına da turşu çıkarıp afiyetle yiyorum ben :)
Hamileliğimin son dönemleri olmasına rağmen çalışmaya alışkın olan ben evde geçirdiğim izin süremin çoğunda sürekli bir şeyler yapıyorum. Bunu duyan tecrübeli annelerden: uyu uyu sen bol bol, bu günlerini çok arayacaksın, dinlen iyice aa sabah o saatte kalkılır mı , rahatsın şimdi dinlenebildiğin kadar dinlen. Keşke uyku depolanabilir bir şey olsaydı da bu günlerde dediğiniz gibi bol bol uyuyup uykusuz günlerimde kullanabilseydim. Yağ değil ki bu canım kardeşim. Diyelim ki son bir hafta sürekli uyudum hiç yataktan kalkmadım, bebek doğunca bunun verdiği moralle gaza mı geleceğim. Düşünsene "o diil de iyi uyudum gece kalkmaları filan bana vız gelir tırıs gider, gölgelerin gücü adınaaaa" :) Ayrıca yıllardır ünv. iş hayatı derken zaten uykuyu çok seven çok alışmış bir insan değilim ki ben.
Aman deyim sakın kucağa alıştırma, sallamaya da alıştırma, emziğe de alıştırma mamaya da. Bak benimki alıştı şimdi bin pişmanım. Tamam canım benim sen iste yeter, zaten ben hiç okuyup araştırmamıştım, öyle kural filan koyasım da yoktu çocuğuma, öyle gelişine yaşayacaktık iyi oldu uyardın.
İyi niyetlidir bizim insanımız bilirim. Ama biraz fazla bilir, öyle yeniliklere açık değildir. Tabuları vardır, batıl inançları vardır, nene usulü bildikleri vardır. Alışılmışın dışına çıkmayı çok da sevmez. Özünde iyilik vardır lakin her insanın da kendi adıma en azından benim de doğrularım vardır, kitaplarım araştırmalarım, doktorlarım vardır. Danışacağım, bilgisine güvendiğim insanlar vardır. Bunların dışına kimse çıkaramaz beni. Bu doğrultuda baktığınızda hayata birine bir şey sorarsam yardımcı olmasını isterim. Aksi takdirde yaptığı uyarılara tepki vermesem de kafama yatmayan hiçbir şeyi uygulamam. Böyle olmalı zaten, insan doğruyu yanlışı kendi bulmalı. Deneyim en bilge insandan daha faydalıdır benim gözümde.
Siz siz olun hamile bayanlara durduk yere akıl vermeyin. Biraz stres biraz hormon etkisi, mazallah kalbiniz bile kırılabilir. Sevecen olun, destek olun, yanında olun ama ne olur çok bilmiş olmayın. Hani söylediklerinizi ilk siz söylediniz sanıyorsunuz ya sizden önce ve sonrasında kaç kişi söylüyor birebir aynı şeyi tahmin bile edemezsiniz..